Sinopa Yolculuk

Sinopu Cok Sevecekesiniz...

Sinopta Yasam

Sinop Kuzeyin Asi Kenti...

Tarih Kokan Sehir Sinop

Sinopun tarihini ke�fetmeye haz�rm�s�n�z...

Sinop Sehri

Suya Tutunan Sehir Sinop

Sinop T�rkiyenin Yeni Tatil Merkezi

Sinop T�rkiyenin Yeni Tatil Merkezi

24 Ağustos 2014 Pazar

Sinop'ta Gezilecek Yerler



Sinop'ta Gezilecek Yerler






Alaaddin Camii : Sinop’un fethinden hemen sonra yapılmıştır. Evkaf kayıtlarında Selçuklular'dan Allaaddin Keykubat’a ait olduğu yazılıdır. Selçuklu dönemi eseridir. Büyük bir avlunun güneyinde yer alır. Dikdörtgen planlı olup, beş kubbelidir. Avlunun ortasında bir şadırvan, bir köşede de İsfendiyar Oğulları’nın türbeleri bulunmaktadır.





Sinop Arkeoloji Müzesi : Ülkenin en eski müzecilik faaliyetlerinden biri de 1921 yılında Sinop’ta başlamıştır. Önceleri eserler Mekteb-i İdadi’nin bahçesinde toplanmıştır. Zamanla kentin çeşitli yerlerinde çıkan eserler 1932 yılında Süleyman Müinüddin Pervane Medresesi’nde toplanarak bir müze deposu oluşturulmuştur. 1941 yılında ziyarete açılan müze, 1945 yılında memurluk,1947 yılında müdürlük olmuştur. 1970 yılında yeni binasına taşınmıştır.
Arkeoloji Müzesi şehrin merkezinde bulunmaktadır. 1921 yılında Sinop ve çevresinde dağınık bir halde bulunan eserler toplanarak bir araya getirilmiş ve o zamanın ortaokulu olan Mekteb-i İdadi’de koruma altına alınmış, ancak zaman içinde binanın yetersiz kalması sonucu, bugünkü müze  binası yapılarak 1969 yılında tamamlanmış ve 29 Ekim 1970 günü Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete açılmıştır. Müzede Prehistorik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı  dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. 2000-2001 yıllarında tekrar onarıma alınmış, 2006 yılı Nisan  ayında ziyarete açılmıştır.


Balatlar Kilisesi : Roma çağında tiyatro ya da hamam olarak kullanıldığı düşünülen bu yapı, 7.yy’da Bizanslılar tarafından da kilise olarak kullanılmaya başlanmıştır. İç kısmındaki fresklerin bir bölümü durmaktadır. 2003 yılından itibaren turizme açılmıştır.


Boyabat Evleri : Osmanlı dönemi sivil mimari eseri olan evler yoğun olarak il merkezi ve Boyabat ilçesinde bulunmaktadır. Yöresel kaynaklara bağlı olarak ahşap malzemenin ağırlıklı olduğu konutlar, Bağdadi tekniği kullanılarak ve ahşap çatkı arası dolgulu bir tür tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Katlara geçişte, ahşap kuşaklar kullanılmaktadır. Konsollarla desteklenen çıkmalarla taşınılmış bindirme katlar, cumbalar, her cephede iç içe ve havayı içeri dolduran bol miktarda pencere, ön cephede iki çıkma arasında ve üçgen alınlıkla son bulan kapı girintisi ortak cephe özelliklerini oluşturmaktadır. Odalar genel olarak oturma, yatma, yıkanma ve yeme-içme ihtiyacına cevap vermek üzere tasarlandığı için, dolaplara ve ocaklara da sahiptir.




Boyabat Kalesi : Boyabat Kalesinin M.Ö.600 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır. Daha sonraki dönemlerde onarım ve eklerle güçlendirilen yapı ihtişamını korumaktadır. 2006 yılında Boyabat Kalesinin toprakla dolu olan tünelleri boşaltılmış, ve ışıklandırılma sistemi ile gezilmesi gereken yerler arasına girmiştir.


Çeçe Sultan Türbesi : İlimiz Gerze İlçesi Çeçe Sultan köyünde bulunan türbe Selçuklular döneminden kalma bir yapıdır. Türbe dikdörtgen planlı, tek katlı ve tek mekanlı bir yapıdır. Kesme taştan yapılmış kemerli bir kapısı vardır. Kapı üzerinde Selçuklu dönemi yazı stilinde yazılmış bir kitabesi vardır. Türbe binası içinde Çeçe Sultan ve akrabalarına ait olduğu sanılan sekiz adet mezar bulunmaktadır. Çevredeki köylülerce her yıl yapılmakta olan hıdırellez burada kutlanır. Türbenin Çepni Türkleri Beyi Tayboğa’nın kardeşi Mehmet Çeçebey’e ait olduğu düşünülmektedir.



Durakhan Kervansarayı : Durakhan Kervansarayı, 1265 yılında Pervaneoğulları zamanında yapılmıştır. Bir avlusu ve avlunun etrafında 13 odası bulunmaktadır. Durağan İlçesi geçmişten bu yana, İstanbul, Trabzon, Kastamonu, Çorum, Samsun yollarına ulaşımda uğrak yeri olduğundan, Anadolu’nun doğusuna ve batısına olduğu gibi güneyine de geçerken konaklanan bir yerdir. Bu han bu anlamda da önemini geçmişten bu yana korumaktadır.


Etnoğrafya Müzesi (Arslan Torun Konağı)  : Konağın tarihi, okunabilen Tapu kayıtlarından 1307 Hicri (1890) tarihine dayanmaktadır.  18. yy. Osmanlı konut mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan konak zeminle birlikte üç katlı olup, birinci ve ikinci katlar bindirme kat şeklindedir. Bütün duvarlar ince işçilik taşıyan tahta ve çıtalarla bezenmiştir. Ağaç sütunlarının üzerindeki kemer boşluklarında çiçekli vazolar vardır.

Tavana geçişler dal, yaprak ve çiçek firizleriyle sağlanmıştır. Odalardaki yüklük  ve ocakların sağ-sol ve üstündeki dolaplarda ise yine devre has olan ağaç işçiliği kendini gösterir.

            Bu konak, Sinop evlerine örnek teşkil etmesi amacı ile 1981 yılında Bakanlıkça kamulaştırılmıştır. Aslına uygun olarak onarımına ve restorasyonuna 1985 yılında başlanmış ve 1996 yılında bitirilmiştir. Etrafındaki bina ve arsalar kamulaştırılarak çevre düzenlemesi yapılmıştır. Sinop Valiliğince koruma ve güvenliği sağlanan konak 2003 yılında Etnoğrafya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.


İsfendiyaroğulları Türbesi : Candaroğulları’ndan Celalettin Beyazıt ile oğlu İsfendiyar ve İsfendiyar’ın oğlu İbrahim Beyler’le bu aileye mensup daha sekiz zatın kabrini ihtiva etmektedir. Türbenin hangi tarihte ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. İçindeki sandukalar Türk taş işleme ve oymacılığının güzel örneklerindendir.


Kefevi Camii : Kefevi Mahallesinde bulunan camiinin Şeyh Mahmut Kefevi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Harap bir halde iken Sancak Mutasarrufu Bekir Paşa tarafından 1896 yılında tadilat yaptırılmıştır.


Meydan Kapı Camii : Sakarya Caddesi üzerinde bulunan bu camiinin ilk yapılış tarihi belli değil ise de Şeyh Ömer Efendi adındaki bir zat tarafından yaptırıldığı vakıf kayıtlarından öğrenilmektedir. 1878'de ise Mutasarruf Ahmet Kamil Paşa tarafından Kanuni Süleyman’a izafe edilmek üzere tamir edilmiştir. Camiinin ahşap minaresi Sinop minarelerinin en güzel örneklerindendir.


Paşa Tabyaları : Sinop Yarımadası’nın güneydoğusunda 19. yy.' da Osmanlı-Rus savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla yapılmıştır. Yarımay şeklindedir. 11 top yatağı, cephanelik ve mahzenlerden oluşmaktadır. Diğer bir tabya da Korucuk Tabyası’dır



Süleyman Pervane Medresesi (Alaaddin Medresesi)   : Alaaddin Camii’ nin kuzeyinde olan medrese, Sinop’ un düşman baskısından kurtarılmasının bir hatırası olarak 1262 tarihinde Selçuklu veziri Süleyman Pervane tarafından yaptırılmıştır. Binanın girişini mermer süslü bir portal süslemektedir. İçinde eyvan karşısında geniş avlu ortasında şadırvan vardır. Avlunun her iki yanında mermer sütunlar, revak ve arkalarında 16 küçük oda bulunmaktadır. Sağ taraf bitişiğinde Gazi Çelebi Türbesi vardır.



           
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ nün malı olup, 2002 yılında Kültür ve Turizm amaçlarında kullanılmak üzere Sinop Valiliğine tahsis edilmiştir. Sinop Valiliğince Sinop’ a özgü el sanatları ve mutfağı ile ilgili kişilere tahsis edilerek çarşı haline getirilmiştir.


Şehitler Çeşmesi : Tersane çarşısındadır. 1853 Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehit düşen denizcilerimizin ceplerinden çıkan paralarla yaptırılmıştır.


Şehitlik : Sinop Müzesi Bahçesinde olan şehitlik, 1853 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Sinop Limanı’nda şehit olan denizcilerimiz için yaptırılmıştır. Şehitliğin altında şehitlerimizin kemikleri bulunmaktadır. 2003 yılında Valilikçe ışıklandırılarak halkın ziyaret ve dinlenme yeri olarak kullanılmaktadır.


Seyitbilal Türbesi : Selçuklu Döneminde yapılmıştır. Seyitbilal’ in makam türbesi sonradan Çaça (Çeçe) Türklerinden Tayboğa tarafından tamir ettirilmiştir. Türbe Hz. Hüseyin soyundan ve Arap ordusu komutanlarından Seyyid Bilal’ in şehit olduğu yerde yapılmıştır. Eskiden beri halkın önemli bir ziyaret yeridir.



Sinop Kalesi : M.Ö. 200' de yaşayan yerli kavim Gaskalılar zamanında kurulmuş olan kale Grek, Roma, Bizans ve Selçuklular döneminde onarılarak kullanılmıştır. Günümüzde bir bölümü hala ihtişamını korumaktadır. 2050 m. uzunluğu, 25 m. yüksekliği, 3 m. genişliği ve iki ana giriş kapısı bulunmaktadır.



Yakupağa Konağı : Gerze İlçesinde olup sivil mimari örneklerinden biridir. Yapının tüm pencereleri giyotin çerçevelidir. Üzeri kırma çatı olup olukluk kiremitle örtülüdür. İç kısımda odaların tavan ve duvarları çok zengin bir süslemeye sahiptir. Çeşitli renkte çiçek ve geometrik motifler tüm tavanı, dolap kapılarını ve duvarları süslemekte olup eşsiz sanat eserlerindendir.



Eski Sinop Cezaevi : İçkale adı verilen hapishanenin bulunduğu alan 3 Ekim 1214 yılında Sinop’u zapteden Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılmıştır.

Hapishaneyi çevreleyen iç kale 11 adet burç ile desteklenmiştir. Burçların yüksekliği denize hakim güney bedende22 m. ve surların yüksekliği ise 18 m’dir. 3 m kalınlığında olan surların üzerinde iç kaleyi bir uçtan bir uca gezebilme imkanı veren yollar (seğirtmeç) muhafızların gezi yolu olarak kullanılmıştır.

Tersane ve zindan olarak kullanılan pek çok kültürel değeri bünyesinde barındıran İçkale 1882 yılında yapılan hapishane binası ile tek kubbeli hamam devrin tipik mimari özelliklerini yansıtmaktadır.

Surların yapımında Arkeik, Klasik ve Helenistik devirlere ait çok sayıda (mabet ve yapıların mimari unsurları) devşirme malzeme kullanılmıştır.